Bir gün yolunuz Fas’a düşerse, Afrika gibi sapsarı bir
coğrafyayı, kültürün nasıl rengarenk
hale getirdiğini görebilirsiniz.
Şaşırtıcı, gizemli, sıcak ve egzotik bir ülke burası...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivV93ITZVF0ku-2lvf5k-z60LlFdWKvQ-L1_tmg41zbgQig_J8_TWkjktgC0ickaY74Z5H5WcCyShU4RYJY88NpIeOlucdjQ8aRDKlWwAPmnyDNVdXnZduBcGp76CZFFKHMHQTvNi8wc4/s1600/berberi.gif)
in içine geçmemiş. Mimari, dekorasyon ve renkler belki de bu yüzden bu kadar keskin ve çarpıcı.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6lR73wTqJ_kBKz3hyphenhyphenmTMjTLO8yN449fm_tigdQERgLLV0mqeZRrxq6h4NQBnEVwDsOJ7ZytGVlNcl_9ZuobyOwIBYr9ZMrWnp1S74GGi0Oc4qTmBdWU-m0BWswndDbQ7pM8JWZHyLmvQ/s320/fas11.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEgtI-c27dPOglmaBguNQPtFeEKiaTPpfNAE5UIwj7BJF7tj-sjEqgYjwMZPCTy8B2eZLO_FtwB5d3PWoyqnR5ZSWY_fJ6GGeNFOUyeNwEFq36JBVtfINWTfYZ8_fpg-_c8dsfe-7GAng/s320/fas13.jpg)
Ülkenin resmi dili Arapça aslında. Devlet dairelerinde ise
Fransızca kullanılıyor. Sokaklarda ise çeşit çeşit dil… Faslı küçük bir kız
çocuğu anadili gibi Fransızca konuşurken, Berberiler pek bilinmeyen bambaşka
dillerde anlaşıyorlar. Kuzey kesimlerde İspanyolca’ya da rastlanıyor. İngilizce
ve burada yaşayan Avrupalıların da dilleri derken tam bir karmaşa yaşanacak
diye düşünüyorsunuz. Ama öyle olmuyor. Farklılıklara rağmen iletişim kolayca
yürüyor.
Fas’ın en büyük şehirleri, Rabat ve Kazablanka. Bunların yanı
sıra 37 ayrı vilayet daha var.
Yıl içerisinde Fas’ın farklı yerlerinde pek çok farklı
festival ve etkinlik düzenleniyor. Müzik (caz, tasavvuf, klasik, etnik…), sinema, kitap, sanat, hoşgörü, Berberi
kültürü, mutfak, bahçe sanatı, meyvecilik,
golf, ralli, maraton, gibi başlıklardan ilginizi çekenlere katılmanız
mümkün.
Rabat: Atlas Okyanusu
kenarında bir başkent
Palmiyeleri, kalesi, tarihî ve görkemli binalarıyla şık bir
şehir. Fas’ın geneline göre modern bir yaşam sürüyor halk. Kral VI. Muhammed’in
sarayı da burada. Beyazlı mavili binalardan oluşan dar sokaklar şehri süslüyor.
Ayrıca Rabat, sörf meraklılarının da uğrak noktası olmuş.
Kazablanka:
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiouCBQCf1CkDm6Fzy7fBCx0RHbwoMFNnVR-MwJ8GK3mu3MfL0oErhhvPZ-AxUMQg4OtACtSKntjVk6RhPehjK9zsdUict7zG-EuAGmF_V7ZadJt_mkWbiZ9A-y0sJ8mEMEs7PCLMEQVQ/s320/fas15.jpg)
Kazablanka da Atlas Okyanusu kıyısında. La Corniche adı
verilen uzun bir sahil şeridi var. Burada pek çok restoran, cafe ve bar
bulunuyor. Okyanusun dalgalarını seyre dalmak için keyifli bir yer.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhkdYIgs9ZtpPiDa8Ywjtns6It0lSVu5zZe3uEcxjsJE3hz3K3_KyEhOwbelaIqoVldu5jZnD4jHp80QBwzvLxA6mu_1oMX1XwZLs-C_s9P78vD2CPMngZ9pPlJ5L__bAMnsDI2PZn2Z4s/s320/fas5.jpg)
Kazablanka’dan ayrılmadan, Rick’s Cafe’ye uğramak gerek. Kazablanka
fimindeki kafenin aynısı olan işletmede ünlü parça ‘As Time Goes By’ı dinleyin
derim.
Binbir gece
masallarının içinde bir şehir: Marakeş
Benim gibi Kazablanka’dan sonra Marakeş’e geçerseniz,
aradaki fark sizi de etkileyecektir. Marakeş Fas’ın ilk başkenti aslında. Arap
mimarisinin çarpıcı örnekleri, çölün
kızıl kumuyla kendini iyice göstermiş. Her yer renkli, her yer canlı, herkes
telaşlı. Berberiler hariç. Akıp giden Marakeş yaşamının içinde kapüşonlu
pelerinleriyle zamanın içinde durmuş gibiler. Tarih boyunca oldukları gibi yani
bildikleri gibi yaşıyorlar.
Şehrin sokaklarında kaybolanlar için Koutoubia Cami’nin dev
minaresi bir rehber olacaktır. 12. Yüzyılda yapılmış bu cami Marakeş’le
bütünleşmiş. Dar El Makhzen (Kraliyet Sarayı), El Badi Sarayı, Bahia Sarayı da görülmeye
değer yapılar.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsTKgNXLhWfEXV-pDg00lbgmy7Ty2zpu4P8zP3dNEZuIn3zu77_095QJZkg9kcAmSa___H2t-qeMLwlXXsw-uVrFbNvBcMYqBRwU6aZwMk98KcC8DXVSbEBgn3R9Yrbw6fn9CskEXy9Qs/s320/fas14.jpg)
Fas’ı yaşamak için
Fes’e uğrayın…
Berberilerin geleneğine göre ülke, başkentinin adıyla
adlandırılırmış. Bir zamanlar Fas Sultanlığı’nın başkenti olan Fes, ülkeye
ismini de vermiş. Tıpkı Marakeş’in de başkent olduğu dönemlerde, Fas’ın Morocco
olarak anılması gibi. Fes, ülkenin tüm tipik özelliklerini taşıyor. Arap şehri
olduğu için mutfağında Endülüs tarzı baskın. Şehri ikiye bölen uzun surlar ve
camiiler hemen göze çarpıyor. Surların içinde kalan kısım Eski Şehir, diğer
adıyla Medina. Medina’nın birçok kapısı var. Onlardan birinden içeri girin ve
dar sokaklarda kaybolun.
Dünyanın En Büyük
Sıcak Çölü: Sahra
9 milyon km2 lik dev bir çöl burası. Bu alan içerisinde
Fas’ın da toprakları yer alıyor. Sahra, bir başkalık katıyor Fas’a. Devasa kum
tepeleri, sarı bir okyanus gibi kum dalgaları, serin çöl gecelerinde
dokunabilecekmişsiniz gibi görünen yıldızlarıyla uçsuz bucaksız Sahra… Çölün
her kum taneciği size hayatın gelip geçiciliğini anımsatıyor. Ve bu yüzden
yaşamlarımızın kıymetini....
Çöl yaşamının sertliğini biraz olsun deneyimlemek
isteyenler, gündüz deve üzerinde yolculuk yapıp, akşam Berberi çadırlarında
konaklayabiliyor. Fas’ın ruhunu anlayabilmek için bu özel ve mistik bir
deneyim.
Fas Mutfağı:
Daha çok Arap yemeklerinin tadını hissedeceğiniz bu mutfak,
Fransız, İspanyol ve İtalyan mutfaklarından da etkilenmiş. Hatta İranlıların da
katkısı olmuş. Böylece egzotik ve ilginç bir mutfak ortaya çıkmış. Bu arada,
Fas’ta ciddi bir meyve ve taze meyve suyu tüketimi var. Bu çok güzel
alışkanlık, ülkenin hemen her yerinde karşınıza çıkıyor. Ayrıca taze sebzelerin
bolluğu ve çeşitliliği de göze çarpıyor. Pek çok meze bunlarla hazırlanıyor.
Dört adet temel ve
özel yemekle tanışıyoruz burada:
Harira çorbası:
Et suyu, mercimek, domates ve nohut ile yapılıyor. Sebze suları ve baharat
takviyesiyle de iyice lezzetleniyor. Enerji veren ve tok tutan bir yemek.
Tajin (Tagine):
Tajin aslında bir pişirme tekniği. Temel malzemesi, et,
tavuk, balık, köfte ya da sebze olabiliyor. Pek çok restoranda rastlayacağınız,
kapağı huni şeklinde güveç kaplarda ve yavaş yavaş pişiriliyor. Ana
malzemelerden birine uygun düşecek sebzelerle ve tabi ki baharatlarla
destekleniyor. Tajinde kombinasyonlar çeşit çeşit. Ayvalı ve bamyalı kuzu etini
tajin tekniğiyle deneyin mutlaka.
Kuskus (Couscous):
Aslında kuskusu biz de iyi biliyoruz. Ancak buradakiler
boyut olarak oldukça küçük. Zaten böylesi makbulmüş. Birçok tahılın inceltilmesi ile yapılıyor
kuskus. Pişirilirken de üzerine et, tavuk, sebze ilave ediliyor.
Pastilla:
Daha çok bayramlar ve özel günlerde yapılıyor. İncecik
yufkanın içine tavuk, güvercin ve iç pilav konuluyor. Aslında bir tür börek de
diyebileceğimiz pastillanın iç pilavında ise çekilmiş badem, kuru üzüm, tarçın,
bal ve maydanoz var. Yani hem tatlı hem tuzlu bir yemek.
Bunların yanı sıra pek çok ilginç yemeğe ve tatlıya da
rastlayacaksınız. Farklı tatların karışımlarına meraklı olanlar için renkli bir
mutfak Fas.
Marakeş sokaklarında salyangoz çorbası satanlar
göreceksiniz. Seviyorsanız ayaküstü yemeden geçmeyin.
Tatlılara gelince.., Chebakia bir hamur tatlısı. Mayalı hamura baharatlarla
lezzetlendirilip kızartılmasıyla yapılıyor. Üzerine de şerbeti dökülüyor.
Tatlılardan biri de sellou... Denemek isteyenler için tarifi
şöyle:
Sellou
Malzemeler (8 kişilik):
* 2 su bardağı çiğ badem
* 1 su bardağı çiğ susam
* 1/2 su bardağı bal
* 1 su bardağı pudra şekeri
* 3/4 su bardağı erimiş tereyağı
* 1 tatlı kaşığı anason
* 1 tatlı kaşığı tarçın
* Üzerine; pudra şekeri ve badem
Hazırlanışı: Fırınınızı 180 derecede ısıtın. Unu geniş bir
fırın kabına koyun ve 5 dakikada bir karıştırarak 40 dakika rengi koyulaşana
kadar kavurun. Yapışmayan tavada, badem, susam ve anasonu 20 dakika, kısık
ateşte kavurun. Kavrulan karışımdan 1 çay bardağı ayırın ve kalanı mutfak
robotunda un gibi öğütün. Öğüttüğünüz karışıma, irice dövdüğünüz kalan bademli
karışımı, tarçını, pudra şekerini, fırınladığınız unu, bal ve tereyağını
karıştırın, elinizle yoğurun. Arzu ettiğiniz bir kaseye bastırarak yerleştirin.
Ters çevirin, badem ve pudra şekeri serperek servis edin.
Bunları da Yapmadan
Dönmeyin:
- Fes’teki Medina
Çarşısı’nda dünyaca ünlü Fes porselenlerinin atölyelerini görmeden,
- Essaouira şehrindeki özel
tasarımlı kafelerinde nane çayı içmeden,
- Chefchouen şehrinde,
İspanya Yahudilerinin, Tanrı’nın ve cennetin rengi dedikleri maviye
boyadıkları evleri görmeden,
- Fas’ın geleneksel rengarenk
babouche (babuş) larını denemeden…
- Fas’ın geleneksel rengarenk
babouche (babuş) larını denemeden…
- Fas’a özgü argan
ağaçlarından yapılan organik ürünlerden almadan,
- Evde tajin denemek için
orijinal güveç kabı almadan,
- Kuskusun kuru üzümlü ve
tarçınlısını yemeden,
- Berberilerin kapüşonlu
pelerinlerinden satın alıp, sokakları öyle gezmeden,
- La Corniche sahilinde
(Kazablanka) gün batımını seyretmeden,
- UNESCO Dünya Listesinde
olan Volubilis arkeolojik alanını görmeden,
- Evlenmeyi konu alan Imilchil
Moussem festivaline katılmadan,
- Atlas dağlarının doğu
tarafındaki muhteşem Todgha Gorge kanyonunu görmeden,
- Cebelitarık kıyısında yer
alan Tanca şehrini gezmeden…
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9LINPB3V9GNlK54K6wNY5b9NCe86-FstQPFvD0z8-cvfHl9s3ckRAgfmCF7h2gEfMCfHIFe0ie7OgMHolZV5nAL6om7VHtvfsxGGI2i6Mxuf27ZfsheKz89A07L_FohrwkYEOseODeI4/s320/fas17.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZNIT24rm5XXr6DSSelrGncs49Affm5bR-TyHXv8kmkT-678F5J71-Ap7-cUu6vG00HDzgd8C58GXAzCrx40tOEczQJWThHEEWegWn5Rs_pGLvPP7v1jT6VH2If9Kr4xUy99Jw6Wko6Qo/s320/fas1.jpg)