23 Aralık 2010 Perşembe

YANILSAMALAR 3

Gereksinim

Yaşadığımız hayat içerisindeki en büyük yanılsama budur. Hatırlamamız gerekense, var olmak için hiçbir şeye gereksinimimiz olmadığıdır.

Endişeler ve korkular, hatta bazen egomuz bu yanılsamayı besler. Oysaki gereksinim duyduğumuz şeye zaten sahibizdir. O her ne ise içimizdedir. Gerek duyduğumuz her şeyi her an kendimize veririz. Bu yanılsamanın dışına çıkmanın yolu, her neye ihtiyacımız olduğunu ya da onsuz yapamayacağımızı düşünüyorsak, o olmasa bile hâlâ burada olduğumuzun farkına varmaktır.
Durumlar değişir. Durumlar, bizim bakışımıza göre şekil alır. Bir şeyi istemekle, o isteğe saplanmak arasında büyük fark vardır. Saplandığın gereksinimin içinde beden ve zihin hastalanır. Çünkü o şartlar olmadan devam edemeyeceğini düşünür. Oysa daha öncesinde de vardın, hep olmaya devam edeceksin. Elbette ki hayallerimiz, arzularımız olacaktır. Bu, bir yaşam şekline, biriyle birlikte olmaya, bir şehirde bulunmaya, bir kupayı almaya, satış kotasını tutturmaya, istediğin filmi çekmeye, hatta hayatını tümden değiştirmeye dair olabilir. Olacaktır. Her zaman yeni bir şeyler çıkacaktır. Önemli olan her sonucu mükemmel kabul etmek ve gereksinim fikrinden sıyrılmaktır. Elinden geleni yapıp, zihnini korkulardan ve kaygılardan arındırdığında, olmasını istediğin sonucun getirilerine bağımlı kalmadığında kendini özgür bırakmış olacaksın. Özgürlük, huzuru ve aradığın her şeyi beraberinde getirir. Hapishanelerimizi kendimiz yaratıyoruz. Korkularımızla ördüğümüz duvarlara beklentilerimizden oluşan çok sağlam parmaklıklar koyuyoruz.
Buradan çıkmanın yolu, geleni olduğu gibi kabul etmek ve sadece An’da olmaktır. Memnun olmadığın bir şeyleri değiştiremediğini düşündüğünde, bunu gerçekten isteyip istemediğinden ve istiyorsan her şeyi yaptığından emin ol. Gerisini bırak. O olmazsa da, yol devam eder.
Sevgi, her neye veya kime duyulursa duyulsun, sahiplenilen bir şey değildir. Sahiplenildiği vakit sabit bir fikre dönüşür. Sabit olan ise, dönüşüme, doğaya aykırıdır. Çürütür, yok eder. Önce sevdiğin şeyi, sonra da seni.
Varoluşumuz sürekli gelişme ve genişlemedir. Bir gün tüm evreni kucaklayana dek. Ve bitmeyen yaşam sonra yine devam eder. Yine, yine… Tüm dünyasal bağlılıklarımızı istediğimiz her zaman sonsuza dek deneyimleyebiliriz. Asıl olan, yanılsamaların arasından sıyrılıp nasıl bakabildiğimizdir. Kendimizi keşfetmek, salıvermek ve gülümsemek. Sanırım hem kendimize hem de dünyaya verebileceğimiz en güzel şey…